Özellikle kurumsalda çalışanlar iyi bilir; şirketin IT ekibi, diğer birimlerden gelen proje isteklerini yönetir ve tamamlamaya çalışır. IT ekipleri her zaman yoğundur ve başlarını kaşıyacak vakitleri dahi çoğu zaman yoktur. Üstelik teknoloji inanılmaz bir hızla gelişmeye ve değişmeye devam ediyor.
Bu teknolojik değişim trendlerini IT ekipleri mutlaka çok yakından takip etmeli. Lakin, iş yoğunluğu, maliyet gibi nedenlerle bunu hakkıyla yapabilenler azınlıkta. Zaten kurumsal IT birimleri artık günümüzde doğrudan iş birimlerine hizmet sunmak yerine, daha çok dışarıdan hizmet satın almayı koordine ediyor. Bu model, firmalara aslında esneklik sağlıyor. Çünkü her an ihtiyaç duyulan teknoloji ve teknoloji tabanlı hizmet tipi değişebilir ve buna uygun istihdamı firma içinde sağlamak oldukça maliyetli olabilir.
IT ekipleri iş birimlerinden gelen ihtiyaçları/gereksinimleri değerlendirerek en uygun çözümü projelendiriyorlar. Bu IT’nin esas görevi zaten. Ancak, son zamanlarda, iş birimi ve IT arasındaki işleyişe olan bakış açımızı değiştirmeye başladık. Bilmem ne kadar farkındasınız ama artık IT projeleri klasik anlamda olağan “proje”ler değil. Çünkü iş birimi tarafından istenen projeler, esasen firmanın rekabetçiliğini arttırmak, yeni pazarlar bulmak, yeni ürünler geliştirmek, pazar payını korumak veya genişletmek gibi amaçlar için üretiliyorlar. Basit ve bilindik anlamda, çalışanlara birer bilgisayar vermek, e-posta hesabı açmak, kablolu/kablosuz ağ erişimi sunmak, sunucu hizmetleri gibi çoktandır standard işler artık projeden bile sayılmazlar.
Bunların yeni nesil adı “IT Factory“. Bu konuya daha sonra başka bir yazıyla değiniriz.
Bu standardlaşmış IT hizmetlerinin haricinde, esas rekabetçiliğe odaklanmış pek çok proje, firmaların IT ekiplerinin bitmeyen “backlog”unda yer alıyor. İşte bu projeler sayesinde yönetim, “IT” birimine bakış açısını artık değiştirmeye başladı. IT birimi yalnızca standard hizmetleri sunan bir ekip olmaktan çıkarak, firma için değer üretmeye ve değer zincirine “doğrudan” katkı sunmaya başladı. İşte bu noktada onlardan “IT ekibi” ve projelere de “IT projesi” olarak bakmak çok eksik, hatta yanlış olur.
Peki “yeni IT” mi diyeceğiz? Elbette hayır! Temel “IT” hizmetleri her zaman olmaya devam edecek. Ancak değer zincirine yönelik “teknoloji” projeleri ve bunlarla ilgilenen “teknik ekipler” artık o firmaların “Kurumsal Girişimcileri” konumundalar ve onlara artık “Kurumsal Girişimciler” ve projelerine de “Kurumsal Girişim Projeleri” adını vermeliyiz.
Bu “Kurumsal Girişim” ekibi, şimdiki gibi “IT” biriminin içinde yer almaya devam edebileceği gibi, esasen gidişat bu ekibin “IT” den ayrı bağımsız bir iş birimi olarak organizasyonda konumlandırılması yönünde. Kişisel düşüncem de, “Kurumsal Girişim” biriminin “IT”den bağımsız olmasının daha yararlı olacağı. Artık “IT” ekipleri, çoğunlukla katalog hizmetlerini sunmaya odaklanmalı. Zaten bu alanda dış kaynak kullanımı oldukça fazla. “IT” katalog hizmetleri çalışma ortamı ve işin sürdürülebilmesi için gerekli altyapı, donanım, paket yazılım gibi hizmetleri sunmaya her zamanki gibi devam edecek.
“Kurumsal Girişimcilik” ekibi ise satış/pazarlama, finans, üretim, operasyon gibi ön cephede savaşanlar arasına dahil olmalı ve onlara ihtiyaç duydukları yenilikçi/inovatif ve rekabetçi teknolojiyi sağlamak için çalışmalı. Cephede yer almak, Kurumsal Girişimciler’e resmin bütününü görmelerini sağlar. Bu, çoğunlukla “IT ekipleri”nin sahip olamadıkları bir ayrıcalık. Bu nedenle IT hep “masraf merkezi” (cost center) olarak görülmüştür. “Kurumsal Girişimcilik (Corporate Entrepreneurship ya da Intrapreneurship)” ise net olarak bir “kazanç merkezi” (profit center) olacaktır.
Kurumsal Girişimcilik ekiplerinin geleneksel IT’ye göre bir avantajı da, sahadaki ihtiyaçları görerek anlamak ve uygun proje önerileri sunmak. Yani, iş birimlerinden gelecek proje isteklerini beklemek yerine, proaktif bir şekilde yeni proje önerilerini/tekliflerini iş birimlerine sunmak.
Kurumsalda inovasyon konularında uzun süredir kafa yoruluyor; her firma bir şekilde inovasyon yapmaya çalışıyor. İşte “Kurumsal Girişimcilik” birimi ve ekiplerinin en öncelikli sorumluluklarından biri “inovasyon” olmalı.
Tüm bunlar gösteriyor ki “IT” birimlerine bakışımız ve yüklediğimiz sorumluluklar artık değişmeli. IT içerisinden “Kurumsal Girişimcilik” çıkarmanın ve sahaya süvarileri sürmenin vakti geldi.
Bu, oyunun yeni kuralı..
Also published on Medium.